flat footed

suçüstü yakalanmak Fiil
düztabanlı.
ayaklarını sürüyerek yürüyen.
(a) sabitkadem, ayakları üzerinde iyi denge sağlayan, (b) dürüst, açıksözlü, samimî, özü sözü bir.
have
a honest flatfooted way of saying a thing: açıksözlü olmak.
hazırlıksız, şaşırmış, müşkül durumda.
catch one flatfooted: birini şaşırtmak, hazırlıksız yakalamak,
müşkül durumda bırakmak.
The amount of dinner check caught us flatfooted.
azimkâr, kararlı, kararından dönmez.
açıkça, düpedüz, kesinlikle, kesin/kat'î olarak.